Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şiirlerinizin iyi olup olmadığını soruyorsunuz. Bana yöneltiyorsunuz bu soruyu. Daha önce de başkalarına yönelttiniz. Dergilere yolluyorsunuz şiirlerinizi. Onları başka şiirlerle karşılaştırıyorsunuz ve kimi dergilerin yazı işleri kurullarının şiirlerinizi geri çevirmeleri sizi tedirgin ediyor. Madem ki bir öğüt için başvurdunuz bana, size bu tür girişimlerden tümüyle el çekmenizi salık vereceğim. Gözlerinizi dışarlara çevirmişsiniz; ama işte en başta vazgeçmeniz gereken şey. Kimse akıl veremez, yardım elini uzatamaz size, hiç kimse. Tek çıkar yol, gözlerinizi kendi içinize çevirmenizdir. Size yazmanızı buyuran nedeni araştırıp ele geçirmeye bakınız. Yüreğinizin ta en dip köşesinde kök salıp salmadığını araştırınız bu nedenin. Yazmanız diyelim ki yasaklandı, ölür müydünüz o zaman ya da yaşar mıydınız eskisi gibi, bunu açıklayın kendi kendinize.
Sayfa 10 - Cem YayıneviKitabı okuyor
Bir sanat yapıtı, zorunluluktan doğmuşsa iyidir ancak.
Sayfa 12 - Cem YayıneviKitabı okuyor
Reklam
Özellikle şunu yapın: Gecelerinizin en kuytu saatinde kendinize şu soruyu yöneltin: İlle de yazmam gerekiyor mu? Deşin içinizi, diplere inin, derinlerden bir yanıt ele geçirmeye çalışın. Ve bu yanıt onaylayıcı nitelik taşıyorsa, sorduğunuz sorunun karşısında "Evet, yazmam gerekiyor" gibi güçlü ve yalın bir yanıtla çıkabiliyorsanız, o zaman bu zorunluluğa göre kurun yaşamınızı; en sudan, en değersiz saatine varıncaya dek yaşamınızı bu içsel dürtünün simgesi ve kanıtı yapın.
Sayfa 10 - Cem YayıneviKitabı okuyor
O güçlü bir duvar yıkandır, sessiz bir çaba içinde.
TANRI'M, birçok hacı birden olmak isterdim, upuzun bir sıra olup sana varmak için senden bir parça olayım diye büyük mü büyük: Sen yaşayan, ağaçlı yolları olan bahçesin. Böyle olduğum gibi gidersem, yapayalnız,­ kim fark eder ki? Kim görür sana geldiğimi? Kimi kışkırtır, kimi heyecanlandım ve kimi inandırır sana? Bir şey olmamış gibi devam ederler gülmeye. Ama mutluyum, yürüdüğüm için olduğum gibi, çünkü böylece beni fark edemedi, gülenlerden hiçbiri.
Her biri soluk alırken ışığı ile tüketti çukurun içindeki havayı, unuttu yaşını ve kendi suretini ve yaşadı penceresiz bir ev gibi ve ölmedi, ölüydü zaten uzun süreden beri.
Sayfa 106 - pdfKitabı okuyor
Reklam
Yalnızca biz, haddini bilmez, isteriz bazı bağlantılardan çıkıp dışarı özgürlüğün boş alanında, kendimizi akıllı güçlere bırakmak yerine bir ağaç gibi yükselmeyi. En uzağa götüren yollara sessiz ve isteyerek kendini bırakmak yerine, düğümlenmişiz bir şekilde, - kendini kapatan kişi her çevreye, yapayalnızdır o şimdi adlandırılamaz biçimde.
Sayfa 102 - pdfKitabı okuyor
Hepsinin nedeni başımı koyacak yer eksikliğinden.
Cesaretin de zaman zaman kendini şöyle bir bırakmaya, İpek örtülerin püsküllerine takılıp şöyle bir yuvarlanmaya ihtiyacı vardır.
Reklam
Yalnızca geceleri insan, kimi zaman gittiği yolu tanır gibi oluyor. Ama sakın bütün yaptığımız, yabancı bir güneşin altında onca zahmetle alınan yoldan geri dönüp hep aynı yere gelmek olmasın? Belki de .
"Tarifsiz yalnızlıklar içinde yaşayıp gidiyoruz, özellikle en derin ve en önemli konularda hepsinden çok büyüyor yanlızlığımız. "
Evet , sensiz olamıyordu baharlar, hissedilmeye beklemişti bazı yıldızlar; bir dalga yükselmişti senin kıyına yada vardığında pencerenin bucağına, bir keman kendini sana sunmuştu..
İçe dönüşten ,kendi dünyanıza dalmaktan mısralar doğarsa , o zaman siz, bunların güzel mısralar olup olmadığını sormayı aklınızdan bile geçirmezsiniz …Hayatınızdan bir ezgi duyacaksınız .
Sayfa 15 - 1963 basımKitabı okuyor
Gecenizin en sessiz bir anında , yazmalı mıyım diye kendi kendinize sorun. Buna içinizin derinliklerinden bir karşılık çıkarmaya bakın . Eğer bu karşılık <<evet>> diyorsa , bu ağırbaşlı soruya , bütün gücünüzle , sadece yazmalıyım diyebiliyorsanız , o zaman yaşamanızı bu ihtiyacınıza göre kurun .Hayatınız en uçarı ,en başı boş anınıza kadar bu içgüdünüzün bir belirtisi ,bir belgesi olmalı .
Sayfa 14 - 1963 basımKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.